17 Nisan 2012 Salı

Yaz aşklarımm!!!


   Özledimm... Botlardan da ayağımı vuran ayakkabılardan da çok sıkıldım.Sıcağı sevmediğim için yazın tek sevdiğim tarafı açık ayakkabılarımı giyebilmektir.Enteresan biriyim galiba...

   Geçen yaz hiç ayağımdan çıkarmadığım ve hastalık derecesinde koleksiyon yapma isteği uyandıran terliklerim Birkenstock'larımmm!!! Favori modelim Gizeh. Ay şu renginden de alıyım, hadi bu rengi de süper diye aldığım terliklerime ( Allah izin verirde yağmurlar biter biraz daha yaz moduna girersek.. ) bakalım bu sezon hangi renkler eklenecek. Kavuşmaya sabırsızlanıyorum. YAlnız sakın piyasadaki ve sitelerdeki çakmalarına aldanmayın, aynı kalitede olmayabilirler.. Mümkünse bir sinemaya gittiğinizde beş dakikanızı ayırıp Kanyon'daki mağazasına uğrayın.Mutlaka başka yerlerde de orjinal ürünleri satılıyordur.
   Hmm bu arada bir diğer süper rahat terlik keşfim de New Balance mağazaarında satılan Fitflop terlikler.Ayağınızda var mı yok mu anlamıyorsunuz.Benim gibi ayağını herşey vuran biri böyle söylüyorsa bu terlik gerçekten rahat demektir :) Tipi pek şık olmadığından her zaman giyemiyorum ama onunla kilometrelerce yürüyebilirsiniz.Laf aramızda aynı zamanda sıkılaştırma ve duruşu düzeltme gibi özellikleri var ;)

İyi alışverişler...













Dolapları Düzenleme Zamanı!

 


 Sevgili küçük görümcemden (aynı zamanda arkadaşım) bir tüyo aldım kii, ben bunu daha önce nasıl düşünemedim diye şaştım kaldım.Çizmelerinin fotoğraflarını bir dosya kağıdına basıp giysi odasına asmış.Eskiden ayakkabı kutularının üzerine fotoğraflarını koyabilirsiniz diye öneriler olurdu dergilerde ama önü şeffaf cırtcırtlı ayakkabı kutuları çıktığından beri ben mutlu mesut bunları kullandığım için gerek duymadım.
 Ben de sıvadım kolları hem yazlık ayakkabılar çıksın ortaya, hem neyim var neyim yokmuş göreyim, hem de fotoğraflarını çekip liste oluşturayım dedim.Bir günüm gitti maşallah...Ayy bende neler varmış neler...dükkan açsam olucak. E gözümün önünde olmayınca unutuyodum boyuna her gördüğümü alıyodum, israfmış yani... Giymediklerimi sürekli verdiğim halde nasıl birikti yine bu kadar anlamadım. Neyse bu fotoğraflama işi iyi oldu. Resimleri bilgisayarımda küçük küçük listeledim, renkli çıktısını asacağım dolabıma. Ben normal insanlar gibi hep kıyafete göre ayakkabı seçmem, bazen de ayakkabıdan başlarım kombinlemeye... Gözümün önünde hepsinin resmi olunca, giyinmek artık işkenceden zevke dönüşecek diye düşünüyorum :))) ohh yeaahh!!!



14 Nisan 2012 Cumartesi

Sinema Aşkına...

 Bu hafta vizyondaki birkaç filmi görme imkanı buldum.Bu arada kesinlikle hayatımda en çok sevdiğim yiyeceğin patlamış mısır olduğuna karar verdim, bir de dondurma..Ya ben iflah olmaz bir obur olduğum için listem biraz uzayabilir.bu mevzuyu uzatmamaya karar verdim.Neyse filmlerin fragmanlarını kısa notlar eşliğinde sizlerle paylaşıyorum...


American Pie Reunion

Ar damarımızın çatlamasına sebeptir gençliğimizde izlediğimiz Amerikan pastası filmleri...O günlerin nostaljisi olsun diye gittim ve beklediğim gibiydi.Eğlenceli film izlemek isteyenler bu hafta bu filmi kaçırmasınlar, zira Stifler asrın intikamını alıyor sonunda ;)



Mirror Mirror

BEnim gibi masalcı, fantastiksever birinin kaçıramayacağı bir filmdi ama sonunu o berbat dans sahnesiyle Bollywood'a bağlamalar iyi olurmuş, Caaaanım Julia Roberts'ı kötü kraliçe de yapmışlar ya, yazık kadıncağıza...


Şahane Misafir

Bunu kısa yorumla geçemeyeceğim.Üzerine konuşacak şeyler var...

The Hunger Games

Perşembe akşamı yeni filmler henüz vizyona girmemişti ve biz diğerlerini izlemiştik.Bel Ami'ye gidelim dedik ama o saate seans kalmamıştı.Biz de Açlık Oyunlarına gidelim bari dedik.İyi ki de gitmişiz.Benim bu hafta en çok beğendiğim film bu oldu.Çok iyiydi..Gelecekte modanın nereye gittiğini de görmüş oldum, ürktüm :)))  Kızın hayat kurtarmaya çalışması, senaryonun özgünlüğü ve mesajları, yeni yüzler...Hepsi hepsi hoşuma gitti.Tavsiye ederim...

Yeni filmler de girdi vizyona, sabırsızlanıyorum.Öncelikle görmek istediklerim, 
-Doğaüstü
-Aşk Yemini (Channing Tatum hatrına :) )
-Yeraltı (umarım iyidir :/ )

Hadi bakalım, bol filmli günler...